Profesyonel, alanında uzman Sigorta Hukukçuları ve Sigorta Hukuku’nun tüm alanlarında, mal ve can sigortalarında yaşanan hukuki uyuşmazlıkların çözümünde müvekkillerinin yanındadır. Büromuz, müvekkillerimizin mahkemelere yansıyan karmaşık sigorta uyuşmazlıklarında avukatlık hizmeti vermenin yanı sıra, hasar yönetim hizmetleri çerçevesinde sigortalıların, adli ve idari davalarının takibi, sigorta ihtilaflarının sulh veya alternatif çözüm yolları ile halline yönelik hizmetleri de vermektedir.

Sigorta Hukuku alanına giren önemli konu başlıkları şunlardır;

  • Trafik Sigortası (Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası):
    • Maddi hasarlı ve bedeni hasarlı trafik kazalarında ortaya çıkacak ölüm ve/veya sürekli sakatlık tazminatı davaları bu poliçedeki teminatların tahsili amacıyla yürütülmektedir. Bu davalar araç hasarları ile sınırlı değildir. Araçta bulunan veya araç dışında bulunan yaya konumundaki kişilerin ölüm ve yaralanma risklerini ve buna müteakip zarlarını kapsayacak maddi ve manevi zararlarını tazmin maksadı içerir.
  • Kasko Sigortası:
    • Trafikte bulunan taşıtları belirli hallerde ya da belirli hallere karşı koruyan ihtiyari sigorta teminatıdır. Çarpışma, maddi hasara sebep olacak dış etkenler, aracın yanması ve üçüncü kişiler tarafından yapılan istem dışı oluşan zararlar için sigorta şirketiyle yaşanabilecek olumsuzlukların giderilmesi için gereken hukuki yardım verilmektedir.
  • Ferdi Kaza Sigortası (Ferdi Kaza Koltuk Sigortası):
    • Ölüm, yaralanma ve tedavi teminatlarını kapsayan, şehirler veya uluslararası yolculuklarda ortaya çıkabilecek kaza hallerinde araç içerisinde bulunan kişileri kapsayan sigorta poliçelerinden doğan uyuşmazlıklar çözülmektedir
  • Konut ve İşyeri Sigortası:
    • Yangın, su baskınları, hırsızlık gibi konut ve işyerlerinde ortaya çıkabilecek maddi hasarların tazminine yönelik riskleri kapsayan sigorta poliçesinden doğan uyuşmazlıklarda dava yoluyla çözümlenmektedir.

Trafik kazasını kısaca tanımlamak istersek; karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm, yaralanma ve maddi,manevi hasarla sonuçlanan olaylara trafik kazası denir. Ülkemizde trafik konusunda kurallara uymama, denetim ve eğitim eksikliği, alkollü araç kullanma, yollardaki kusur ve eksiklikler gibi nedenlerle her an trafik kazaları gerçekleşmekte ve bu kazalar sonucu insanlarımız gerek maddi gerekse manevi zararlara uğramaktadır.

Ülkemizde hergün yaklaşık 600 ve her saat 25 trafik kazası olmakta günde maalesef 5-20 kişi vefat etmekte, 200 kişi de yaralanmaktadır. Özellikle Ramazan ve kurban bayram tatilleri sonrasında ve öncesinde bu rakam artmaktadır. 2013 yılında toplam 1 Milyon 160 Bin adet trafik kazası meydana gelmiş olup bu kazaların yaklaşık 1 Milyonu maddi hasarlı, 160 Bin adedi de ölümlü yaralanmalı trafik kazasıdır.

Trafik kazalarından doğan zararlarda sorumluluk niteliği itibariyle kusursuz sorumluluk olup, bu konuda kural olarak Karayolları Trafik Kanunu (KTK) hükümleri uygulanmaktadır. Bununla birlikte KTK’nın 90. maddesine göre; maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında genel hüküm niteliğindeki Borçlar Kanunu’nun haksıuz fiillere ilişkin hükümleri uygulanacaktır.

Manevi tazminat vefat durumunda geride kalanların, sakatlık durumunda ise mağdurların duyduğu elem ve ızdırabın karşılığı olup Hakimce, Yargıtay Kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin belirlediği kriterlere göre takdir edilmekte ve belirlenmektedir. Ancak hiçbir şekilde mağdurun talebinden daha fazlasına Hakimce hükmedilemez bu sebeple talepte bulunulurken gerekli dikkati göstererek doğru meblağı tespit etmek gerekmektedir.

Aynı zamanda manevi tazminattan zorunlu trafik sigortacısı (zmss) sorumlu olmayıp kusurlu araç sürücüsü ve işleteni (sahibi, uzun süreli kiralayanı vb.) sorumludur.

Ancak kusurlu araç sürücüsü ve işleteni (sahibi, uzun süreli kiralayanı vb.) kasko poliçesi yaptırmış ve işbu poliçede manevi tazminat klozunun bulunması durumunda iş bu poliçeden de manevi tazminatın tahsili mümkün olabilmektedir.

Ölümlü trafik kazalarında hayatını kaybeden mağdur yakınlarına sigortaca ödenecek maddi tazminatın tutarı, sigorta poliçelerinde üst sınır olarak belirtilmektedir. Ancak mağdurların alacağı tazminatın poliçelerde belirtilen üst sınırı aşması durumunda aşan kısım için kusurlu aracın işleteni (sahibi, uzun süreli kiralayanı vb.) ve sürücüsünün sorumluluğu da devam etmektedir. Sigorta poliçelerinde belirtilen rakamlar bahsettiğimiz gibi üst sınırdır, peki benim yakınım ne kadar tazminat alacak diye sorulursa bu soru tüm bilgilerin sağlanması durumunda aktüer hesap ile ortaya çıkmaktadır, çünkü mağdur yakınlarına ödenecek tazminatı dava açılmış ise mahkemenin atayacağı bilirkişi tarafından hesaplanmakta, eğer dava açılmadan sigorta şirketine başvurulmuş ise şirketlerin bünyesinde bulunan aktüer bilirkişi bu hesaplamayı yapmaktadır. Bu hesaplar dikkatle mağdur veya avukatı tarafından incelenmelidir. Gerekli itirazların ortaya konulmaması durumunda işbu hesaplarda mağdurlar, hak kaybına uğramaktadır.

Peki bu hesaplama neye dayanarak yapılmakta diye soracak olursak;

a)Ölüm Durumunda: Bu hesaplama hayatını kaybeden kişinin yaşı, aile ekonomisine katkısı, geride kalan destekten yoksun kalan kişi sayısı gibi, kriterler gözönünde bulundurularak hesaplanmaktadır, örneğin bir kazada hayatını kaybeden 65 yaşındaki bir kişi yakınına ödenecek tutar ile 25 yaşında kazada hayatını kaybeden kişi yakınlarına ödenecek tutar farklı olacaktır. Aynı şekilde vefat durumunda geride kalacak kişilerin anne, baba eş ve çocuk olmasına göre de tazminat hesaplamalarında farklılıklar olmakta geride kalanların eş ve/veya çocuklar olması durumunda tazminat miktarları daha yüksek olmaktadır.

b)Yaralanma/Sakat Kalma Durumunda: Bu durumda da trafik kazası mağdurunun geçici ve kalıcı işgörememezlik, sakatlık durumuna göre tazminat hesaplanmaktadır. Sakatlık oranı arttıkça tazminat miktarı da artmakta olup yüksek sakatlık oranlarında yani kişinin başkasının bakımına da muhtaç kaldığı durumlarda ise işgörememezlik sakatlık tazminatı dışında yardımcı kişi tazminatı da (bakıcı tazminatı) alınabilmektedir. İşbu bedelden de sigorta şirketleri sorumludur.